20 Aralık 2010 Pazartesi

Pazartesi Sendromu


Haftanın ilk günü, soğuk bir havaya uyanmış zar zor hazırlanmış,
servise yetişme telaşıyla hiç bitmeyecek gibi görünen o yokuşu çıkmaya çalışıyorum.
Önce iki köpek görüyorum, 
sabah sabah gayet sinirli bir şekilde yoldan gelip geçen
arabaları havlayarak kovalıyorlar.
İkisi de güçleri yettikçe takip ediyor,
sonra araba uzaklaşınca geri geliyorlar
bir sonraki araba gelene kadar sakin sakin bekliyorlar.
Ben onları geçtiğim yolda bıraktığımda,
yoldan geçen her arabada bu böyle devam edecek gibi görünüyordu.
Yolun biraz daha yukarısında bu defa çöpün etrafında toplanmış kargalar var.
Onlarda yemek bulma telaşı ile bir havalanıp bir konuyor çığlıklarla.
Sonradan ne olduysa ikisi kavga etmeye ve bir birlerini gagalamaya başlıyorlar.
Kavgaları ve yemek telaşları beni görene kadar devam etti.
Benden korkanların bazıları havalanmadan yandaki yeşilliğe doğru gitti.
Bazıları ise hemen üstümüzden geçen tellere kondu.   
Bende, yeni haftaya sendromlarla başlayan tek ben değilmişim
demek ki diye kendi kendime tesellilerle durağa doğru yol aldım.