22 Aralık 2010 Çarşamba

Penceremde Dünya

                                                   Teşekkürler

Her sabah güne başladığınız,

ya da tüm gün hayatı izlediğiniz pencereniz nereye bakıyor?

Görüş açınız kaç metre?

Televizyonda izlediğim bir belgeselde K.ara.denizde köyde yaşayan bir aileyi

tanıtıyorlardı.

Ailenin yaşadığı evi görseniz böyle sanki bulutların üstünde gibi,

etrafı göğe uzanmış ağaçlarla çevrili.

Bu bile yeter, ne şanslılar diye düşünüyordum ki kamera açısını değiştirince

evin önündeki o manzarayı gördüm.

Gerçi bu güzellik manzara kelimesi ile bile anlatılmaz. 

Siz hiç pencerenizden bakarken geniş çayırlar, ormanlar,

komşu birkaç köy, arkada birkaç tane sıra dağ,

uzayıp giden gelen arabaları dahi gördüğünüz yol,

hatta akan bir dere gördünüz mü?

 Düşünsenize sabah uyanıyorsunuz güneş tam karşınızda,

ya da akşam ay ile yıldızlar sanki odanızda.

Bense dört bir yanı apartman duvarları ile çevrili

bir manzaraya uyanıyorum her sabah.

Çoğu zaman dışarı çıkmasam gökyüzünü bile göremeyeceğim bir dünyaya.

Tüm manzaram bu kadar,  sadece boş renksiz duvarlar.

Oysa onların manzarası her mevsim renk değiştiriyor yeşiller, maviler, beyazlar.

Ben başımı kaldırdığımda binalar onlar bulutlar, gök kuşakları görüyor.  

Benim yürüdüğüm yollarda hepside yalancı renklere boyanmış;

dükkânlar, alış veriş merkezleri, mağazalar, elektrik direkleri.

Onlar ise uzayıp giden yeşil patikalarda, çayırlarda yürüyorlar,

renk renk çiçekler ayaklarında altında halı.Yol arkadaşları ağaçlar.

Şanslılar demekte haksız mıyım sizce?