27 Mayıs 2015 Çarşamba

Eve Doğru

Buralardan bunalmış olsam mesela...
Hiç bir yerlere sığamaz olsam,
yağmurlu bir günde annem, memleketim aklıma düşse,
bir gün iş çıkışı, sırtımda küçük bir çanta ile otobüs yolculuğuna çıksam...
Kimselere haber vermesem,
öyle sıradan bir şeymiş gibi gelişim aniden kapıyı çalıversem,
annemin beni gördüğünde ki şaşkınlığına, hayretine gülsem.
Odam...
Girişte hemen solda ki
sabah güneşini alan küçük odam.
İçinde hala benim kokum...
Liseden arkadaşlarımı yazdığım telefon defterim,
ucu delik ev terliğim,
beyaz el havlum,
en son geldiğimde yarım bıraktığım kitabım,
günlerdir aradığım burada unuttuğum çantam,
memleketin serin akşamlarında giydiğim rengi solmuş, annemin eski hırkası,
saçlarımı tarayıp öylece bıraktığım tarağım...
Odamda ki küçük yatağım,
sabah uyanmışım da üstünü öylesine kapatmışım gibi
pijamalarım hemen sağ tarafında üstünde.
Annem tüllerini yeni yıkamış,
halısını değiştirmiş.
Çaylarımızı ön balkonda içip
annemin bu yıl iyice boy atan sardunyasından,
akşama yapılacak yemeklerden konuşsak.
Hiç gitmemiş gibi olsam,
bakkaldan akşam ekmeğini ben alsam,
yolda komşuları görsem
bir de uzun zamandır görmediğim mahalleden bir kaç arkadaşı...
Ekmeğin yanında bir de tadella alsam kendime tıpkı eski günlerde ki gibi.
İçimde, yarın burada uyanacak olmanın huzuru,
sakin sakin yürüsem sokaktan evimize doğru...