5 Haziran 2012 Salı

Sen Gidince

Sen gittikten sonra biz yeni bir eve taşındık.
Küçük bir bahçemiz var, bazen serin yaz günlerinde ailecek oturup çay içiyoruz.
O zamanlarda çokça seni düşünüyorum.
Bazen sanki sokağın köşesinde ki evin oradan çıkıp geleceksin gibi geliyor,
bazen de bahçe kapısından içeri girip beni şaşırtacaksın gibi,
sanki ‘bir çay yap da içelim’ diyeceksin’ gibi.
Seni mesela bahçede hayal ediyorum bazen, 
acaba sende bizim gibi bahçede oturmayı sever miydin? 
Ektiğim çiçekleri...
Bahçe kapısının kilidini yapamadık mesela ona kızar mıydın? 
Sen gidince biz bu binayı ev yaptık kendimize,
her kesin ayrı bir odası oldu mesela, ayrı bir köşesi.
Bazen düşünüyorum acaba sen olsaydın salonda nerede oturmayı severdin?
Hangi koltuk senin olurdu mesela, ya da hangi odada yatmak isterdin?
Ağaçları gören odada mı, yola bakanda mı?
Sen gittikten sonra biz bu binayı ev yaptık kendimize,
akşamları salonunda oturup çay içiyoruz,
misafir ağırlıyoruz, bazen televizyon izliyoruz,
bazen herkes dalıp gidiyor sessiz...
Evet yeni evimizde biz yine bir aradayız tıpkı senin istediğin gibi,
ama bir yanımız hep eksik, hep mahzun, hep yarım...