7 Mayıs 2015 Perşembe

Herkes Gider mi?*

Şimdi yaşadığım bu mahalleye taşındığımda daha çocuktum...
Şimdilerde yeniden müteahhide kat karşılığı verilen evlerin yeri bomboştu.
O boşluklarda, baharda açan ballıbaba çiçeklerinin, papatyaların, pisi pisi otlarının
arasında oynaya oynaya büyüdüm.
Yazlar, uzun kış geceleri geçti hayatımdan.
Büyüdüm...
Ortaokul, lise, üniversite, iş...
Hayatım değişti,
günlerim, zamanlarım değişti,
o boş arsalar bizim gibi memleketinden göçüp gelenlere tek göz oda,
durumları biraz daha düzelince torun torba oturacakları kat kat binalara dönüştü
gözümün önünde...
Her şeyin zamanla değişmesine, şekil, isim değiştirmesine tanık oldum...
O zamanlar abla dediğim komşularımızın mesela
yaşlanmasına, vücutlarının şekil değiştirmesine,
saçlarının beyazlaşmasına, yüzlerinin kırışmasına,
ellerinin titremesine, gözlük takmalarına,
erken yaşta dul kalmalarına,
hep heves ettikleri oğullarını, kızlarını evlendirmelerine,
ev düzmelerine, çeyiz getirmelerine,
torunlarının ellerinden tutup
bir zamanlar bizim oyun oynadığımız sokaklarda,
kendinin henüz genç iki çocuk annesi olduğu zamanlarda gezdiği o sokaklarda
ilk adımlarını atmalarına tanık oldum.
Çocuklarını askere yollamalarına,
memleketinde ki annesinin cenazesine yetişememesine,
veya memleketten gelen kardeşi ile hasret gidermesine,
bazısının gencecik hayalleri ile vakitsiz göçüp gitmelerine,
geride çocuk yaşta bir yetim bırakmasına,
sahipsiz kalan evinin perdelerinin gün gün kararmasına,
kiracıların gelip gitmesine,
yeni ev alma sevinçlerine,
bin hevesle evlendirdikleri çocuklarının yuvalarının bozulup
bin bir türlü hikaye ile baba evine dönmelerine,
göremedikleri uzaktaki torunlarına ağlamalarına.
Araba almalarına, torunlarına nişan bohçaları götürmelerine,
bayramda gelen torunlarını kucaklamalarına,
bazılarının son bir kez helallik için kapılarının önlerine getirilişine,
amansız hastalığı yakalananların son zamanlarda
o bir zamanlar bizim oynadığımız sokaklarda son bir kez dolaşmalarına,
kendileri bir zamanlar genç bir adamken bir çırpıda kocaman adımları ile
çıktığı o sokaklarda nasıl yürümekte zorlandığına,
bazılarının hastalıktan eve kapanıp,
sokağı bir küçük camdan izlemesine tanık oldum...
Şimdilerde çokça
geçmişle geleceği sorguladığım,
karşılaştırdığım,
özlediğim,
andığım
bu günlerde bir kez daha anlıyorum ki
büyümek bu demekmiş demek ki
büyümek...
Bazılarının gitmesi
bazılarının onların yerini alması demekmiş.

*Yazının başlığı bu şarkıdan