Uzun uzun yıllar oldu hâla kabullenemediğim gerçekler kimsesiz çocuk gibi duruyor ortada.
Bazen yok saydığım, bazen ertelediğim, bazen kalp sıkışıkĺıklarımı başka nedenlere yorduğum.Bazen ağlamak için nedenler aradığım kimsesiz bir hüzün.Kimsesiz bir gerçeklik...
Bazen rüyada, bazen ikindi güneşinde, bazen kuru bir yaprakda, çokca sonbahar rüzgarında, güz kızıllığında, kısalan günlerde, yağan yağmurda.Yediğim ekmekde, içtiğim sütte, aýıkladıģım narda, köz kokan kastanede bir anda yüzüme vuran acı kimsesiz bir gerçeklik.
Her geçen seneyle biraz daha büyüyen, hemen yanımda yürüttüğüm, bazen elinden tutup bazen geride bıraktığım görünmez bir gerçeklik...
Benim inatla beslediğim, unutmadığım, büyüttüğüm, bazen baştacı, bazen göz ardı ettiğim bir gerçeklik...
Bazen gülerken hatırladığım, bazen göz yaşıma katık ettiğim bir gerçeklik...