16 Ağustos 2012 Perşembe

Yıkanma Arınma


 
Köyün kadınları için sıcak yaz günleri aynı zamanda temizlenme, arınma demekti...
Kadınlar uzun ve çetin geçen ve kendilerince boş geçirdikleri kış aylarına inat,
birkaç ay süren uzun ve sıcak yaz günleriyle yarışır, her işi bitirmeye çalışırlardı.
Köyde bitmek tükenmek bilmeyen işlere inat, ayrıca evin de bakımı yapılır.
Boya badana, yıkama, temizleme gibi işler yaz aylarında yapılırdı hep.
Kadınlar tüm işlerine ve su sıkıntısına rağmen, adeta bir yıkama,
temizleme ayini yaparlar evde yıkanmamış, su görmemiş hiçbir şey kalmazdı...
Yorganların yünleri, yastıkların tüyleri, keçe halılar, yeni kırpılan yünler,
un olacak buğdaylar yıkanır.
Yorgan çarşafları yıkanır, kaynatılır tertemiz yapılırdı.
Yaz sonunda düğünü yapılacak genç kızın çeyizi bile yıkanır,
tertemiz sabun kokuları ile sandığa kaldırılırdı tekrar.
Ev badana yapılır, evin tahta olan zeminleri ve tavanı fırçalanır, yıkanır,
mutfakta kullanılmayan kazanlar, tahta ekmek sofraları...
Her şey ama her şey mutlaka yıkanır, paklanırdı.
Bir şeyin yıkanması için illa ki kullanılmasına gerek yoktu,
kullanılmayan eşyalar bile mutlaka sudan geçirilirdi.
Hem de evlerde su olmamasına ve çok uzaktan getirilmesine rağmen yine
illa ki yıkanırdı her şey.
Temizliğin belli kuralları vardı, öyle her suda her şey yıkanmazdı.
Buğdaylar mesela un yapılacağından daha temiz, daha duru sularda yıkanırdı.
Bunun içinde köyün dışında akan tertemiz dereler tercih edilirdi,
yeni kırpılan yünler mesela daha güzel temizlediğine inanılan başka bir derede,
çarşaflar, çamaşırlar yine başka bir çeşmenin suyu ile yıkanır, kaynatılırdı.
Tüm bu işler bir tören şeklinde yapılır,
bir gün kararlaştıran köyün kadınları o gün nereye gidip ne yıkanacaksa onları alıp,
toplu halde çoğu zamanda imece usulü bu işleri yaparlardı.
Ateşler yakılır, kazanlar üstüne konulur, çarşaflar yıkanır, kaynatılır,
metrelerce uzunlukta ki iplerde tertemiz rüzgara emanet edilirdi.
Leğen leğen yıkanan buğdaylar, yıkanır durulanır,
yıkanır durulanır ta ki dupduru suyu görene kadar bu işlem böyle sürüp giderdi...
Böyle günlerde köyde ki hemen her evin önünde iplere sıralanmış
tertemiz çamaşırlar dalgalanır,
evlerin çatılarında buğdaylar kurumaya bırakılır,
yünler bir bir çeyizlik yorgan olurdu...
Evlerin her köşesi ayrı bir parlar, ayrı bir güzel kokardı.
Uzun kış gecelerine kadar bu temizlik kokusu evin her köşesine 
ayrı ayrı hapsedilirdi sanki.