Bazen öyle bir hisse kapılıyorum ki,
sanki bugüne kadar tüm yaşadığım günlerimin bir fotokopisi çekilmiş,
koyulmuş kenara.
Ben her sabah güne başlıyorum ve sırada ki sayfayı alıp rolümü oynuyorum.
Aynı saatte kalkıyorum, aynı saatte evden çıkıyorum,
aynı yollardan yürüyorum, aynı saatte yemek yiyorum, aynı saatlerde eve dönüyorum. Aynı yüzler, aynı sesler ve ömründen bir günü daha böyle tekdüze,
özentisiz, sıradan bir şekilde yaşanıp bitiriyorum.
Böyle böyle tükeniyor dünyada ki günlerim.
Ömrüme bir gün eklemek istesem imkansız ama nasıl da hoyratca,
bomboş geçiriyorum sayılı günlerimi.
Ne de kolay geliyor böylesi bir yaşam.
Bakalım bir gün gözümü karartıp o sayfalardan almadan,
rolümü ben istediğim şekilde oynamayı deneyeceğim,
ya kördüğüm olur kalırım ya da bir çıkar yol bulurum belli mi olur.