16 Ocak 2012 Pazartesi

Bakkal Defteri


Okulda kargacık, burgacık yazılmış, kaplıksız,
düzensiz tutulmuş defterlerimiz için öğretmenlerimiz böyle derdi.
 ‘Bu nasıl defter, bakkal defteri gibi’
Evet gerçekten bakkal defterleri öyle olurdu...
Bir zamanlar küçük mahalle bakkalları zamanında,
kimsenin cebinde kredi kartları yokken bakkaldan alınacaklar ‘veresiye’
alınır ve bakkal defterine yazdırılırdı.
Para verme, para üstü bekleme veya kredi kartı şifresi için sıra bekleme diye bir şey yoktu.
Bakkal o kara defterin kapağını açar, tüm sayfaları te tek çevirir, senin sayfanı bulur, aldığın şeyi deftere yazardı...
Şansın varsa ismin en üstlerde yazar da fazla beklemezdin,
yok eğer en sonlarda isen tüm sayfalar tek tek açılır,
açılırken tüm mahallenin adını, ne aldıklarını, hatta borçlarını bile görürdün.
Gizli, saklı kalmazdı...
Bakkal defterleri kalınca, veresiye alışveriş yapan hemen herkesin ismine bir sayfa ayrılan.
Sayfanın en üstünden alışveriş kimin adına yapılıyor ise onun adının yazılı olduğu ki bu çoğunlukla evin babasının ismi olurdu.
Sonra sıra ile günün tarihi ve ne alındığı, karşısında da tutarının yazıldığı bir defterdi.
Bakkal özellikle veresiye alışveriş yapan ailelerin tüm bireylerini tanır,
olurda tanımadığı veya hatırlayamadığı biri çıkarsa arkasından
sen kimlerdensin diye sorardı ki alınan ekmeğin defteri yazılmaması veya
yanlış kişinin ismine yazılması gibi bir yanlışlık tüm hesapları karıştırırdı.
O zamanlar borç ödeme konusunda kararlaştırılmış ne bir zaman nede tutar söz konusuydu.
Her iki tarafta birbirinin iyi niyetine güvenir,
evin babası maaştan bakkal parası için bir pay ayırır.
Aybaşında hesabı kapamaya çalışırdı.
Bakkalda bunu bildiğinden parayı istemez, ödeme zamanına kadar beklerdi.
Bazen olurda başka bir ihtiyaç çıkar,
bakkalın parası biraz gecikirse veya daha az ödenirse,
bakkalla konuşulur bir daha aybaşına ‘söz’ denilirdi.  
Çünkü bakkala dert anlatacak kadar bir samimiyet vardı,
yılların verdiği güven, iyi niyet vardı...
Hem şimdi ki gibi ödeme zamanı geçince de bakkal faizde işletmezdi o borcun üstüne...