10 Eylül 2012 Pazartesi

Sen Yeter ki Oku


Köyümde okudum o iki yıl içinde tüm yokluklara rağmen tüm araç gereçlerim
hep eksiksiz oldu.
Renk renk kalemlerim, desenli kalem kutularım.
İkinci sene ‘Cin Ali’ kitaplarım...
Bir kalem tıraşım vardı mesela, üstü desenli.
Ev resmi vardı, üç boyutlu renkli.
Eline alıp oynatınca resimde hareket ederdi.
Diğer çocukların bez çantalarının aksine,
bir okul çantam vardı mesela.
Kırmızı.
Buraya taşınınca, yine tüm yokluklara rağmen,
yine hiçbir şeyim eksik kalmadı.
Biraz geç alındı evet,
ama hiç eksik kalmadı...
Çeşit çeşit suluboyalarım, pastel boyalarım...
Hepsi eksiksiz alındı.
Babamın durumu iyi olduğu için değil,
zengin olduğu için değil,
babam, okumamızı istediği için vardı her şeyimiz...
Babam, okuyalım diye gözümüzün içine baktığı
için vardı her şeyimiz...
Babam, diğer babaların aksine kızını tek başına ‘ortaokula’ gönderme cesareti
gösterdiği için vardı aslında her şeyimiz...
Babam, hiç birimizi feda etmeden dört çocuğu okutma cesaretini
gösterdiği için vardı aslında her şeyimiz...