Çocukken köydeki diğer çocukların aksine
benim birkaç tane oyuncağım vardı.
Bunlardan bir tanesi de Pembe Panter oyuncağımdı.
Onu türlü muziplikler için kullanır,
elimden düşürmezdim.
Çok sonra televizyonla tanışınca,
bu defa kendisini kanlı canlı birebir ekranda görünce
daha çok sever olmuştum.
Köyden taşındığımız ilk yıllarda, henüz ilkokula giderken
sabahları erkenden kalkar,
önce Pembe Panter çizgi filmini izler,
daha sonra okula gitmek için hazırlanırdım.
Aslında o çizgi filmin gitmesini hiç istemezdim.
Çünkü filmin bitmesi demek benim okul saatimin gelmesi demekti,
ve ben okula gitmek istemezdim...
Yalnız yürüdüm okul yollarında ise Pembe Panter bana arkadaş olurdu.
Ben o yolları, bilmediğim sokakları onunla beraber yürürdüm...