Beklenen kış nihayet geldi, ya da en azından gelecekmiş haberlerde öyle diyor.
Dün bütün gün yağmur yağdı, bir günde kış geldi gerçekten.
Şartlar uygunsa ben kış mevsimini daha çok seviyorum aslında;
şöyle sıcacık evde sobanın başında oturacaksın, ara ara yağan karı
elinde sıcak bir çayla ya da ıhlamurla izleyeceksin, odada güzel bir kestane,
mandalina, elma kokusu birbirine karışmış.
Ellerin ayakların sıcacık, dışarı çıkmak zorunda değilsin.
Alışveriş yapılmış, işe, okula gidilmiyor. Sadece keyfi olarak bir yarım saatliğine
karda oynamak için dışarı çıkıp, sonra kaldığın yerden devam ediyorsun
o kadar.
O zaman kış sevilmez mi sevilir tabi.
Ama bir de tam tersini düşünün sabah sıcacık yataktan kalktınız,
ev buz gibi, sular buz gibi dokunduğunuz her şey soğuk.
Hazırlanıp dışarı çıktınız dışarı da buz gibi,
elleriniz kulaklarınız dondu üstelik ayaklarınız ıslandı.
Yollar kapalı servis geç geldi veya hiç gelmedi orda da üşüdünüz.
Sonra zoraki işyerinize ulaştınız bu defa da işyeri buz gibi,
öğlene kadar bekle işyeri ısınsın diye üstünde hırkan, montun.
Bu böyle sürer gider...
Sizde haliyle yaz gelsin diye dua eder durursunuz kış boyu.